Sanırım hayatımda yaşadığım yaşayacağım en büyük, en özel deneyimdi. Üzerinden aylar geçti, hala etkisinden çıkmayorum. Vay be… Bunu kim, nasıl hayal etmiş, mümkün olabildiğince bir ordu insanı nasıl ikna etmiş ve dünyanın en büyük beyinleri nasıl bu kadar saçma ve dahiyane bir fikrin arkasından seferber olmuş…
Dünyada bunun ötesinde bir tecrübe bence yok. Bunu hem dünyayı gezen, hem de mesleği kültür sanat organizasyonu yapmak olan 2 insan olarak söylüyoruz. Bunun yanında gördüğümüz, düşünündüğümüz her şey kutunun içinden çıkamamış, yaratıcılık yoksunu kalıyor.
Çok şey anlatmak istiyorum. Ah, o kadar çok duygu, ilham ve mutlulukla doldum ki… Ama açıkçası Türkiye o kadar kalıplar ve önyargılarla yaşayan bi yer ki herkesin Burning Man’e hiç aynı paralelden bakabileceğini sanmıyorum. Ekşisözlük’ü okudum, daha gitmeden herkes fikir sahibi. Varsayımlarla beslenen önyargılar… Burning Man’i de ülke olarak Şeyma Subaşı ile tanımış olmamız biraz da tuz biber oldu. Bu kadar kendini açmış bir yere de önyargı gibi kitle imha silahları sokmak istemiyorum. O yüzden biraz endişe ve oto-sansür ile yazıyorum açıkçası.
Burnerlardan olan Elon Musk, “If you haven’t been, you just don’t get it” demiş. Gerçekten de insanın hayal gücü göremeden kavramaya yetmiyor. Fotoğraflardan, medyadaki abartılı yansımalarda sanki çılgın bir festivalmiş gibi görünüyor, ama bu daha medyatik hale getirmek için özellikle yüzelselleştirilerek çarpıtılmış bir anlatım. Aslında bundan çok ama çok daha büyük birşey: adamlar resmen çölün ortasında geçici bir medeniyet kuruyorlar ve burası gelmiş geçmiş hiç bir medeniyete benzemiyor. Kemerlerinize takın, şimdi sizi inanılmaz bir yolculuğa çıkartıyoruz.
NOT:
1. Atlamadan okumanızı öneririm, çünkü yazının bir akışı var, bir yerini kaçırırsanız diğer yerini anlayamazsınız.
2. İçinde playa ya da MOOP gibi anlamadığınız Burning Man jargonu görürseniz yazının en altında ufak bir sözlüğümüz var.
Burning Man’de Basındık
Burning Man’de basın kartı verilen dünyadaki 30 kişiden biriydik. Nihayet Burning Man yazı dizimiz bitti ve yayında! Eylül’de yazdığım ilk draftler, sizlerden gelen yorumlarla yaptığım revizyonlar, yazıların İngilizce’ye çevrilip Burning Man’e onaya yollanması derken benim için oldukça yoğun bir süreç oldu.
Bir yandan bize verilen bu inanılmaz şansın heyecanı, bir yandan böyle tanımlara sığmayan bir yeri aktarmanın zorluğu, diğer yandan da basın olmak için imzaladığımız çarşaf çarşaf kontratın sorumluluğu var… Neyse ki yeni yıla girmeden onaylar geldi ve 4 nur topu gibi yazımız artık yayında.
Okumak isterseniz diğer yazılarımız:
Burning Man’e Kimler Gidiyor
Burning Man’de Tematik Kamplar
Burning Man Biletleri ve Hazırlıkları
Burning Man’e Gitmeye Nasıl Karar Verdik?
A post shared by Biz Evde Yokuz (@bizevdeyokuz) on Sep 6, 2019 at 1:47am PDT
Önce bizi tanımayanlar için adım Duygu, Brown Üniversitesi mezunuyum ama İstanbul’da yaşıyorum. Bilgehan da ODTÜ işletmeden mezun. 6 yıllık birlikteliğimizin ardından 2018’de evlenmeye karar verdik.
Burning Man’e gitmenin benim için büyük bir hayal olduğunu bilen Bilgehan’ın ODTÜ’den yakın arkadaşı Oktay “Düğün hediyeniz benimle birlikte Burning Man olacak” dediğinde havalara uçtuk.
Basındık diye bedavacıyız sanılmasın, Burning Man biletlerimizi kendimiz ödedik. Satın alabilmemiz için biletleri Oktay buldu. Bilet bulmak o kadar zor ki inanın birisininn size satın almanız için bilet bulması bile tek başına büyük bir hediye.
Düğün hediyemiz olarak birçok Burning Man hazırlığı Oktay yaptı. Burning Man hazırlıkları çok uzun ve meşaketli oluyor. Aylarca hazırlık yapanlar var. Ama Oktay sayesinde ilk kez gelenlerin geçirmediği kadar konforlu bir Burning Man yaşadık.
Bilet meselesini son ana kadar çözemememiz sebebiyle uçak biletleri çok pahalanmıştı. Dolayısı ile daha uygun fiyatlı olan İstanbul – Stockholm – Helsinki – San Francisco şeklinde 2 günlük bir yolculukla gitmemiz gerekti ve neticede Burning Man başladıktan 2 gün sonra anca alana varabildik.
Burning Man Nedir?
Burning Man’i tek bir tanıma sığdırıbileceğinden emin değilim. Herkesin Burning Man’i deneyimleme şekli farklı. Yüz Burner’a sorun, yüz farklı yanıt alırsınız. Kimileri bunu bir parti, kimileri meditasyon, kimileri ise aile olarak görüyor…
Bana sorarsanız, Burning Man yeni bir medeniyet denemesi. Bir toplumu tanımlayan tüm unsurları içeriyor: Çekirdek aileler, geniş aileler, ortak bir kimlik, gelenekler, ritüeller ve ortak bir ahlaki kod… Buraya kadar her topluma benzese de kafa yapısı çok çok farklı:
Nevada’da çölün ortasında, her sene sıfırdan ve sadece bir haftalığına varolmak üzere Black Rock City adında, 70,000 nüfuslu bir şehir kuruluyor. Halkı dünyanın dört bir yanından yaşıyor ve her sene 1 hafta burada buluşuyor. Aileler kan bağı ile oluşmuyor, dışarıda çıplaklık gibi utançla karşılanan şeyler burada hoşgörü ile karşılanıyor ve para gibi yüceltilen diğer şeyler de burada geçmiyor. Yani bir bakıma burası yepyeni bir medeniyet.
Yani Burning Man’a bir “festival” demek son derece basite indirgeyici. Evet, dünyanın görüp görebileceği en iyi eğlenceyi sunduğu doğru ama bu, burada inşa edilen medeniyetin birçok sütunundan sadece bir tanesi. Sanat, eğlence, komün hayatı, maneviyat, açık fikirlilik ve yaratıcılık bu medeniyetin kültürel dokusunu oluşturuyor.
Limitsiz Özgürlük?
Burning Man çılgın bir yer olarak algılanıyor ama bu fikrin nereye dayandığını bilemiyorsanız bu çok sığ bir tanımlama. Burning Man’in en büyük değerlerinden biri herkesin güvende hissedeceği ve kabül gördüğü bir alan yaratmak. Dünyada her nereye giderseniz gidin ahlağın çıplaklık, cinsel tercihler, işler, dış görünüme dair tabular üzerine kurgulanmış olduğunu görürsünüz. Burning Man’de ise ahlak kişisel seçimler konusunda kesinlikle yargısız olma ilkesine dayanıyor. Böylece herkes hoşgörüleceğini bildiği için gardlarını indiriyor, kalplerini açıyor ve kendilerini serbest bırakıyor ve herkes kabul görüyor.
Kimse sizi kişisel tercihleriniz yüzünden yargılamayacak olsa ne yapardınız? İşte burası aynı zamanda işin eğlence boyutunun da başladığı yer.
Gördüğünüz her şey büyülü; şatolar yapılıp sonra ateşe veriliyor (çünkü metanın değerlisizliği üzerine bir anlayış var), yanınızdan kamyon büyüklüğünde ışıktan bir kuzu geçiyor, yerin içinden dev bir el çıkıyor, kıyafetler dünyanın sonu gelmiş gibi… Meta değersizleştikçe absürdite ve sanatsal dışavurum güçleniyor. Arkada bir yerlerde her zaman seni duygudan duyguya taşıyan müzik çalıyor. Bir mutluluk, umut ve ilham patlaması hissediyorsunuz. Ve bu ortamda tüm çıplaklığınızla kendiniz olma özgürlüğüne sahipsiniz.
İşte bu yüzden herkesin benzersiz bir Burning Man deneyimi var. Çünkü herkes kendi iç çağrısını takip ediyor. Kimileri kendini dövüş pistinde buluyor, diğeri bir art car’ın üstünde çıplak dans ediyor, bir başkası alacakaranlıkta yoldan gelen geçene omlet ikram ediyor. Bunların hepsi bu topluma ait olmanın eşit derecede kabul edilebilir yolları ve hepsi de tipik Burning Man manzaraları. Diğer bir deyişle, Burning Man onunla ne yaparsanız odur.
Burning Man’in 10 Altın Kuralı
İnanılmaz derecede özgür bir yer olsa da, çok katı kuralları da var, hepsi de bir saygı ve uyum topluluğu inşa etmek üzere tasarlanmış. Bunlara Burning Man’in etik kuralları diyebiliriz:
1- Kendine yetmek (Self-reliance)
Black Rock City’de akan su veya elektrik gibi bir altyapı yok. Burada çölün zorluklarıyla yalnız başınıza karşı karşıyasınız. Yemek, su ve barınak vb. gibi konuları önden düşünmek zorundasınız. Burada hayatta kalmak için ihtiyacınız olan her şeyi yanınızda getirmeniz gerekiyor. Hepsini Burning Man Rehberi – Bilet, Hazırlıklar ve Dahası yazımızdan öğrenebilirsiniz.
2- Metayı terk (Decommodification)
Black Rock City’de para kullanmak, satış yapmak yasak. İçeride alkolden masaja herşey ücretsiz, hediye olarak veriliyor.
3- Hediye kültürü (Gifting)
Burning Man, Black Rock halkını karşılık beklemeden birbirine iyilik yapmaya teşvik ediyor. Herkes Burning Man topluluğuna bir şeyler vermek, insanların deneyimlerini güzelleştirmek için çabalıyor. Kimisi gönüllü olup Burning Man’in organizasyonunda çalışıyor, başkaları parti, BBQ, açık büfe, konferans gibi etkinlikler düzenleyip insanları ağırlıyor ya da DJ’lik/ akrobasi gibi şovlar yapıyorak yetenklerini Burning Man haklına sunuyorlar .
İnsanların bu topluma fayda sunma konusunu ne kadar ciddiye aldıkları çok etkileyici. Kendi ceplerinden on binlerce dolar harcayanlar var güzel bir hediye sunabilmek için. Ama hediyenizin illa maliyetli birşey olması gerekmiyor, bir istasyon açıp bir iki saat boyunca gelen insanların saçlarını da örebilirsiniz. Önemli olan insanlara bir servis sunmak.
4- Arkanda iz bırakmamak (Leave No Trace)
Doğayı korumak önemli. Oraya ait olmayan hiçbir şey orada kalmamalı. İçme suyunuzu dahil toprağa dökemezsiniz çünkü oraya ait değil, üzerinizden yere düşen sim tanesini bile toplamalısınız çünkü o da oraya ait değil. Sadece atıklarınınızı değil, kılınızı tüyünüzü dahil toplayarak, her şeyi ama her şeyi eve geri götürüyorsunuz.
5- Radikal dahil etme (Radical Inclusion)
Engellisi, yaşlısı, çocuğu, homoseksüeli, aseksueli, kapalısı, nudisti, vs… herkes ama herkes bu toplumun değerli bir parçasıdır, ve Black Rock halkı önyargısızca herkesi kucaklamalıdır. NOKTA.
6- Radikal şekilde kendini ifade etme (Radical Self-Expression)
Ne giydiğiniz, bisikletinizi veya kampınızı nasıl dekore ettiğiniz, nasıl yürüdüğünüz bile kendinizi ifade etmenin bir yolu. Burning Man de sizi yaratıcı ve sınırsız olmaya teşvik ediliyor. Kendinizi ifade ederek sanat yaratıyor ve diğer insanların Burning Man’daki deneyimlerine katkıda bulunuyorsunuz.
7- Komün olmak (Communal Effort)
Birlikte üretmek, dayanışmak, etrafındaki insalara sahip çıkmak yani birlik olmak çok önemli. Amerika gibi bireyselliğin zirvede olduğu bir toplumda şaşırtıcı şekilde iyi başarmışlar. Ayrıca insanlarda derin bir aidiyet duygusu var. “The playa provides” diye bir laf var, buradaki yardımlaşma kültürünü anlatıyor. Mesela 1 haftalık yemek stoğunuza birşey oldu ve açıkta kaldınız. Hiç endişe etmeyin, insanlar sizi besler, doyur ya da durumunuza bir çözüm üretir.
8- Topluma karşı sorumluluk (Civic Responsibility)
Kişilerin tüm davranışlarında toplumun iyiliğini ve yasaları gözetmesi gerekiyor. Yani aslında Burning Man’a ait bir kural değil, daha çok bir hatırlatma.
9- Katılım (Participation)
Dünyadaki değişimin kişide başlaması gerektiği ilkesi. Burning Man’ı kural kitapçığında “İnsanların kalplerini açacak davranışlar sergilemek için herkes üzerine düşeni yapmalı” şeklinde açıklamışlar.
10- Anda kalmak (Immediacy)
Anda kalmamak bizi hem kendi iç dünyamızdan, hem de etrafımızdaki insanlardan, hem de doğadan koparıyor. Burning Man “Sadece bedenen değil; kafa olarak da burada ol” diyor.
Şunu söyleyebiliriz ki; bu saydığımız 10 prensibe genel olarak herkes çok sadık. Özellikle de kimsenin elinde fotoğraf makinası fotoğraf peşinde koşmadığını söylemek isterim. Elbette insanlar fotoğraf çekiyor, anılarını ölümsüzleştiriyor ama o kadar. Öyle Instagram için kendini parçalayan falan görmedik. Arada illa Paris Hilton gibi çıkıntılar vardır ama önemsenmeyecek kadar azınlıktalar.
Bileti 450 Dolar ama Size Ne Alt Yapı, Ne de Eğlence Sağlıyor
Doğru okudunuz: 450 dolar karşılığında aldığınız tek alt yapı porta potty denilen festival tuvaletleri. Ne elektirik, ne su, ne konser vs gibi etkinlik sağlıyorlar.
Eee neye para veriyoruz o zaman? Ona da geleceğiz.
Tüm şehri sokak sokak katılımcılar kendileri kuruyor. Yani kendi elektriğinizi, suyunuzu, mutfağınızı, müziğiniz, etkinliğinizi vs evinizden kendininiz götürüyorsunuz. Burning Man’de katılımcıların ilk birkaç gününü inşa işleri ile uğraşarak geçiriyor zaten.
Sıkı çevre kurallarının olması da ayrı bir iş yükü getiriyor. Mesela MOOP (matter out of place) çok hassas bir konu. Duş mu aldın, o su yere değmemeli. Kirli suyunu depolayıp evine götürmen lazım, asla yerde ateş yakamazsın, tüm çöpünü evine geri götürmen lazım gibi yerinde ama yorucu kurallar var. Anlayacağınız Burning Man baştan aşağı aşırı zahmetli birşey.
İnanmazsınız ama bu iyi ki de böyle! Çünkü doğal bir seleksiyon oluyor. Rahatına düşkün ve takıntılı insanların zaten gözünde büyüyor ve gitmiyorlar. Böylece içeride açık fikirli bir insan topluluğu oluşuyor ve pürüz insanlar büyük oranda eleniyor.
Buranın yaşam şartlarının dayanışma gerektirmesi zaman içinde insanların bir araya gelip “theme camp” ya da kısaca kamp dediğimiz birimler kurmaya teşvik etmiş. Her bireyin kendi için bir jeneratör, mutfak ve duş düzeni kurması, atık su depolaması hem saçma, hem de zor. O yüzden bunları ortaklaşa yapan kamplar oluşmuş. Ama tabi bu sadece pragmatik bir birleşme olmuyor. Aynı insanlarla senelerce Burning Man’e gide gele baya aile oluyorsunuz, beraber eğleniyor, beraber duygulanıyor, birbirinizi kolluyor, çekip çeviriyorsunuz. Bir nevi kabile gibisiniz.
Şu Kampları Biraz Daha Anlatabilir Misin?
Elbette. Tema kamplarının nelerdir, bu kamplardan ne bekleyebilir ve onlara nasıl katılabilirsiniz gibi konular için, Burning Man’de Kamplar yazımıza göz atabilirsiniz.
Burning Man Etkinlik Sağlamıyorsa Nasıl Eğleneceğiz?
Burning Man bir festival değil. Size ne şov, atkivite vs sağlıyor, ne de kendileri burada çalması için DJ tutuyorlar (ama isteyen herkes çalabiliyor, kimse para almıyor ya da davet edilmiyor. Açık sahne gibi düşünebilrsiniz). Yukarıda bahsettiğim hediye verme prensibi gereği katılımcılar kendileri herkesin katılımına açık etkinlik düzenliyorlar.
Hayatım boyunca daha fazla eğlendiğimi veya daha büyük bir performans gördüğümü sanmıyorum. Burning Man, sanatın dönüştürücü gücünün açık arayla en aşırı ve en güçlü ifadesi.
İlk gidişinizde kesinlikle büyüleniyorsunuz. Özellikle de ilk gecenizde bisikletinizle Playa’ya doğru pedallarken, farklı bir boyuta veya gezegene geçimişsiniz gibi hissediyorsunuz. Çölün karanlığı ve boşluğu da hissiyatınızı çok büyütüyor. On binlerce ışıklandırılmış bisiklet ve insan, ateşböceği sürüsü gibi etrafınızda dolaşıyor. Sağdan soldan art car’lar geçiyor. Playa’daki dev enstalasyonlar ve sanat eserleri arasında pedal çeviriyorsunuz. Mutluluktan gözlerim dolmuştu ilk gördüğümde.
Tüm aktiviteler katılımcılar tarafından organize ediliyor! Bunun için kendi ceplerinden binlerce dolar harcıyorlar!
Burada 24/7 süren etkinlikler kasırgasından, hepsi katılımcılar tarafından düzenlenen bir gösteri patlamasından bahsediyoruz.
Ancak sanatı sadece müzik, heykeller ve playadaki enstalasyonlar olarak düşünmeyin. Burada herkes, giyinişi, davranışı, var olma biçimi ile kendi başına bir performans. Tüm Burner’lar, birbirlerinin deneyimini zenginleştirmeye çalışıyor. İnsanlar hem kamplarıyla toplu olarak hem de bireysel olarak birçok hazırlık yapıyorlar.
Yani herkes aynı anda hem katılımcı, hem küratör, hem sanatçı hem de bazen sanat eserinin kendisi. Bu oldukça devrimci bir yaklaşım.
Birey Olarak Performansın Bir Parçası Nasıl Olunur?
Yeteneklerini ve kaynaklarını karşılık beklemeden insanlara açıyorlar. Mesela birey olarak beceriniz fal bakmaksa fal bakabilirsiniz, ya da playa’ya yerleştirilen piyanoları çalarak insanlara ufak bir resital sunabilirsiniz. Kostümünüzle insanları etkileyebilirsiniz. Açık mikrofon sahnelerinde şarkı ya da şiir okuyabilirsiniz. Birisi ile tanıştığınızda ona küçük ve beklenmedik bir hediye sunabilirsiniz.
Biz Türkiye’den giderken tanıştığımız insanlara hediye etmek için 500 tane nazar boncuğu götürdük. Ayrıca sokakta güneşe kavrulduğunu fark ettiğimiz insanlara ikram etmek için su tabancalarına güneş kremi doldurduk. Hiç tanımadığınız birinin size gelip “Yanakların çok kızarmış, biraz krem sürmek istersin diye düşündüm” demesinin sizde yaratacağı minik mutluluk ve bunun bir su tabancasından üzerine fışkırtarak yapılmasının eğlencesini hayal edin. Ta da! Siz de başkalarının deneyimi güzelleştiren bir performanssınız!
Kamp Olarak Performansın Bir Parçası Nasıl Olunur?
Kamplar (theme camps) ise genellikle çok daha kompleks aktivitelere soyunuyorlar. Ceplerinden binlerce hatta yüzbinlerce dolar harcayarak art car’lar yapıp, ücretsiz yemekler dağıtıp, klimalı yatakhane vs gibi şeyler kuruyolar. Ama herkes gücüne göre. İmkanları daha az olanlar saç örme standı gibi daha maliyetsiz şeyler düzenliyorlar.
Neticede herkes topluluğa katkıda bulunuyor ve kimse bunu para ya da başka bir çıkar için yapmıyor. İçeride herşey ücretsiz ve herkese açık. İnsanların tek motivasyonu sadece ve sadece Burning Man komunitesine katkı sağlamak.
Aktiviteleri Nasıl Takip Edebiliriz?
Tüm kamplar, Burning Man’a düzenleyecekleri faaliyetlerin yeri / zamanı hakkında bilgi veriyor. Ve Burning Man de tüm bu bilgileri bir kitapta ve bir uygulamada derliyor. Girereken size program kitapçığı veriliyor ancak kitapçığın içeriği biraz daha sınırlı. Burning Man’e katılmadan önce uygulamayı indirmek en iyisi.
Bir Günümüz Nasıl Geçiyordu?
Çoğu insan, gece ayakta kalıp gündüz sıcağında uyumayı tercih ediyor.
Gün batımı ve gün doğumu çölde günün en güzel zamanları, çoğu insan gibi, biz de ikisini birden yakalamaya çalıştık. Bu da güneşin doğuşuna kadar ayakta kalmamız, sabah 7 ya da 8 civarında da uyumaya gitmemiz demekti. Bu şekile biz de gündüz sıcaklarını olabildiğince uyuyarak atlatmış olduk. Yine de saat 11 gibi çadırımız çok sıcak oluyordu ve uyanmak durumunda kalıyorduk. Burning Man’de çok fazla uyumayı beklemeyin.
Uyanınca arkadaşımızın karavanına kaçıp birlikte kahvaltı hazırlıyorduk. Bu da 13.00’e kadar sürüyordu yani daha çok öğle yemeği gibi oluyordu. Sonra bisikletlerimize atlayıp ve aktivitelerine katılmak için kamptan kampa pedal çeviriyorduk. Ya da bizim kampımızda bir etkinlik varsa, kalıp barda çalışıyorduk.
Gündüz Aktiviteleri
Biz günü farklı kamplarda takılmak, etkinliklerine katılmak ve yeni insanlarla tanışmak için kullanmayı tercih ettik.
Kamplarda çok harika etkinlikler var; seminerler, atölyeler, oyunlar, seanslar, gösteriler, vb… Hepsine, Burning Man’de listelenen tüm faaliyetlerin olduğu “Time to Burn” adlı uygulayı indirerek görebiliyorsunuz. Katılamek için tek yapmanız gereken şey gitmek. İçerideki herşey zaten ücretsiz. Etkinliklerin bolluğu ve çeşitliliği aklınızı başınızdan alıyor. O yüzden biz de gündüzleri hep bisikletlerimize atlayıp bir aktiviteden diğerine pedalladık. Çoğu zaman hedeflediğimiz destinasyonlara ulaşamadık bile çünkü yolda farklı kamplara giriverdik. Çoğu zaman megafonlu bir kişi sizi kampındaki aktiviteye davet ediyor. Fotoğrafta gördüğünüz kupayı kazandığımız eş taşıma yarışmasına da işte böyle katıldık.
Kampta Paylaşımlı Yemek
Bizim kampımızda akşam yemeği 19:00’da başlıyordu. Eğer yemekte görevlisysek, yardım etmek için bir saat kadar erken gelmemiz gerekiyordu. Kampta hazırlanan yemeklerin çoğu zahmetsiz yemeklerdi ama yemek 25-30 kişilik olacağı için yine de biraz zaman alıyordu.
Eğer görevli değilsek, her zaman yaklaşık 30 dakika kadar geç kalıyorduk ve tüm yiyecekler çoktan gitmiş oluyordu. Sonra tencereyi ekmekle sıvamaca.
Akşam yemeğinden sonra uykumuz geliyordu. Elbette, sabah uyuduğumuz o kısa uyku yeterli olmuyor. O yüzden biz de akşam yemeğinden sonra iki saat kadar şekerleme yapıyorduk. Anlayacağınız, denizciler gibi vardiyalar şeklinde uyuyorduk. Öğleden sonra bir vardiya ve akşam bir vardiya.
Playa’da Geceler
Uyandığımızda, bisikletlerimize atlayıp doğrudan Playa’ya gidiyorduk. Playa geceleri o kadar güzel ki bazen bisikletimizi saatlerce amaçsızca sürmekten başka bir şey yapmıyorduk. Diğer zamanlarda ise bisikletlerimizi park edip enstalasyonlara tırmandık, tanıştıklarımızla sohbet ettik ya da müzik çalan art car’ların peşinden bisikletimizi sürdük, playanın ücra yerlerinde ufacık DJ setleri bulduk. Bazen insanlar bir yerde toplanmaya başlıyordu, biz de merak ediyorduk, oraya gidip katılıyorduk. Tapınağa gidip duygularımıza sarılıp sarmalanıyorduk. Güneş doğuncaya kadar deneyimler ve duygulardan oluşan bir karışımın tadını çıkarıyorduk.
Kısacası, Burning Man’da bir günü nasıl geçireceğinize dair bir kılavuz yok. En basit cevap, her çağrıya evet demek.
Burning Man Kime Göre?
Burning Man’ın hippilere göre mi yoksa milyarderlere göre mi olduğu hakkında çok fazla söz dönüyor. Burada herkese yer var. Ruh olarak hippi ama elbette git gide daha elitleşiyor. San Francisco’nun teknoloji merkezi olarak yükselişi de bu konuyu doğrudan etkiliyor. Burning Man, Burner’ları memnun etmek ve değişen dünyaya uyum sağlamak arasında bir denge kurmaya çalışıyor ama açıkçası bu tezat pek kolay çözülecek gibi durmuyor.
Ünlüler ve milyarderler gibi bazı magazinsel burner’lar hakkında çok daha fazlasını bu yazımızda okuyabilirsiniz: Burning Man’e Kimler Gidiyor
Karar Verdim, Gidiyorum! Nereden Başlıyoruz?
Bilet bulmak, hazırlıklar apayrı maceralar. Onları bu yazımızdan okuyabilirsiniz: Burning Man Hazırlıkları
Biletler Neden Ücretli?
Sıkça sorulan sorulardan birisi biletlerin ücretli olmasını da geçtim, bu kadar pahalı olması Burning Man’in prensipleri ile çelişmiyor mu?
Burning Man kar amacı gütmeyen bir kurum ama tahmin edersiniz ki epey bir ciro yapıyor. 2017 vergi beyanına göre 36.7 milyon dolarmış. Bu organizasyonu çevirmek için kullanılıyor. Artan para gelecek sene ki etkinliğin kasasına aktarılıyormuş.
Unutmamak lazım ki her sene buradaya sıfırdan geçici bir şehir kuruluyor. İçine Burning Man boyunca servis vermesi için geçici bir havalimanı bile kuruluyor. Yani inanılmaz büyük bir operasyon. Hem bütçe, hem de büyük bir ekip gerektiriyor.
Haliyle Burning Man’in 12 ay boyunca full-time çalışan bir ekibi var. Ayrıca binlerce gönüllü de çalışıyor ama bazı kritik pozisyonlar maaşlı kişilermiş.
Şehir kurma ve personel masraflarına ek olarak, Burning Man aynı zamanda bazı sanat projeleri için fon sağlıyormuş. Örneğin Türkiye’den bir sanatçı kafasındaki deniz anası enstalasyonu için Burning Man’de sergilemek için organizasyona yazıyor. Sanatçının bu eseri oluşturduğu süre boyuncaki yaşam giderleri, eserin maliyeti, alana nakliyesini ve sanatçının ulaşım giderleri kapsayan fonlar sağlıyorlarmış.
Ayrıca her çeşit insanın katılımını sağlamaya çalıştıkları için gücü yetmeyen kişilerin de katılımına destek oluyorlar. Mesela Afrika’dan gelecek bir grup insanın uçak biletleri dahil tüm masraflarını fonlamışlardı.
Ayrıca üzerine şehir kurdukları arazinin kiralanması, temizlenmesi, içerdeki sağlık vs hizmetleri için yine bir kaynak oluşturmaları lazım.
Sanırım bilet ücretleri bunlara gidiyor. Artıyor ya da artmıyor hiçbir fikrim yok. Ancak ben de böyle bir oluşumdan daha yaratıcı ve eşitleyici kaynak oluşturma çözümleri umuyorum ileride.
Sıkça Sorulan Sorular
Sosyal Meyda
Sosyal Medya’yı hiç sevmiyorlar. Hele ki influencerları. Hatta geçen senelerde içeride internet varmış, bu sene yoktu. Bunun birkaç sebebi var:
– İnsanları andan koparıyor
– Fotoğraflar burayı anlatmayacak kadar yetersiz kalıyor.
– Influencerlar ve ünlüler buraya marka sponsorlukları ile gelip burayı para kazanamak için kullanıyor. Victoria’s Secret sponsorluğunda buradaki sanat eserlerini fon olarak kullanarak buradan ürün pazarlamak son derece yanlış ama olmuş olan şeyler. Bu sene de Major Lazer Popeye’s uçağı ile Burning Man’e geldi. Uçağın üzerindeki eşek kadar Popeye’s logosunun önünde, elinde 2 koca poşet Popeye’s poşedi ile poz verip Instagram’da paylaştı. Not cool.
Burning Man’in değerlerini dinamitlemek gibi bir şeydi bu. Bir tek influencerlar mı şuursuz? Hayır ama onlar yapınca global boyutta oluyor.
Kaça Mal Olur?
Burning Man Hazırlıkları yazımızdan okuyabilirsiniz.
Madde Kullanımı
Burning Man Nevada’da ve federal arazi üzerinde yapılıyor. Yani alkol hariç her şey yasak. İçerideki bardalarda alkol ücretsiz. Amerika’da alkol içebilmek için 21 yaşından büyük olmanız gerekiyor. Bunun için barlarda kimlik ibrazı şart. Kimliğin kendisi yerine telefonunuzdaki fotoğrafını da kabul ediyorlar. Burası bu konularda özerk bir alan değil. Etkinlik girişinde ve içinde polisler var. Aynı zamanda sivil polisler de var. Güvenlik güçleri ve katılımcılar arasında da tampon olan Burning Man gönüllüleri Ranger’lar var. 7/24 kendi araçlarıyla devriyedeler.
Çocuklar ve Yaşlılar
Burning Man’de hiç beklemediğimiz kadar çocuk vardı. 60’larda San Francisco’da saçlarına çiçek takan gençler bugün Burning Man’e torunları ile geliyorlar. 3 nesilden insanı kolaylıkla görebilirsiniz.
Çocuklu aileler için kurulmuş kamp alanları ve aktiviteler var. Aileler onları yaşlarına uygun olan yerlere götürmüyorlar. Etrafta olan biteni pek anladıklarını sanmıyorum ama eminim çok ilginç buluyorlardır. Bununla birlikte ben kendi çocuğumu götürmemeyi tercih ederdim. Orada görecekleri şeylerden değil, çölün sağlığa zararlı şartlarına girmelerini istemeyeceğimden. Ben bu konularda yeterince yenilikçi olamıyor olabilirim.
70-80 yaşında da bir sürü katılımcı var. Hem de bazıları gönüllü olup, çalışıyor bile. Burning Man gerçekten yaşsız bir yer. Tek şart kapalı fikirli olmamak.
Çevre kirliliği
Burning Man’in açık yüreklilikle tartıştığı bir konu da etkinliğin yarattığı çevre problemleri.
Bütün katılımcıların ortak iş birliği ile etkinliğin çölün üzerindeki etkisini minimize ediliyor. Yukarıda anlattığım gibi oradan gelmemiş hiç bir şeyin orada kalmaması sağlanıyor. Etkinliğin hiç bir aşamasına bir yerde bir çöp tanesi bile göremezsiniz. Birisinin kostümünden tüy kopup uçmuşsa falan da mutlaka birileri onu yerden alır. Kamp toparlanınca tüm alanda kamp mensupları omuz omuza dizilip mıntıka temizliği yapılıyor.
Herkes gittikten sonra Burning Man ekipleri de omuz omuza dizilip TÜM şehri adımlayıp 1 ay boyunca temizlik yapıyormuş. Aynı zamanda araç ve bisiketlerin sahada yarattığı değişikleri restore ediyorlarmış. Bu sırada her kampın alanının temizliğini notlayıp, bir harita yayınlıyorlar. Haritada yeşil olarak görünen kamplar tekrar davet ediliyor, kırmızı olanları da engelliyorlar.
Burning Man sadece Playa’daki çevre problemleri ile ilgilenmiyor. Katılımcıların playayı derli toplu bırakıp, çöplerini yakın bir yerleşimdeki çöplere yığmlarını istemiyorlar. Çünkü bu da Burning Man kirliliği. Yol üzerinde sıkışıp çalılara işemek de hoş karşılanmıyor ve insanları yapmamaları konusunda uyarıyorlar. Ancak bazı insanlar yine de ihlal ediyor.
Tuvaletler
Önce şu iki kelimeye bi ısınalım:
Grey Water – Lavabo, çamaşır ve ya bulaşık makinası suyu gibi kullanılmış su. Katılımcıların ürettikleri grey water’ı alandan uzaklaştırmak kendi görevleri. Black Water ise tuvaletteki dışkı ve idrar içeren su. Bu iki terminoloji aslında suyun toksisitesini ifade etmek için kullanılıyor.
Alana konulan porta pottyler, yani portatif festival tuvaletlerdeki atığı onlar çözüyorlar. Ama eğer onları kullanmayacaksanız kendi çözümünüzü üretmeniz lazım. Ve atığınızı da kurallara uygun bir şekilde yok etmek sorumluluğu size ait.
Sonuç
Günün sonunda, Burning Man maalesef gitmeden, sadece fotoğraflarına ve medyadaki yanımalarına bakarak idrak edilebilecek bir yer değil. Hatta medya konuları marjinalize etmekten ekmek yediği için ana akım kaynaklardan beslenenlar Burning Man’in çılgın bir festival ya da parti gibi görecektir. Bu arada o da doğru, Burning Man çok marjinal bir yer, aynı zamanda harika bir parti de ama bu sadece buz dağının görünen tarafı. Asla buna indirgenemez.
Böyle düşünen kimseyi de suçlamıyorum, gerçektende orada bulunmadan bunu anlamak imkansız. Çevremizde Burning Man’e 7-8 kere gitmiş ve hayattı Burning Man’dan Burning Man’e yaşayan yabancı ve Türk arkadaşlarımız olmasına rağmen biz bile tam kavrayamamışız. Anca gidince, hatta