Türkiye’de üzerine en fazla konuşulan konular spor, din ve siyasettir. Bunların içinde herkesin çok rahat yorumda bulunduğu birinci konunun ise spor olduğu kesindir. Tabi ki bu kadar konuşulan bir konunun popüler olmasının sonucunda da iletişim kanallarında çok fazla yayım yapılması bu işin doğal sonucudur. Spora biraz ilgi duyan ve dost meclisinde yorum yapabilen gençler, medya kanallarında gördükleri spor eleştirmeni görünce, kendileri de rahatlıkla bu mesleği yapabileceklerini düşünürler. Acaba öyle midir? Gelin beraber inceleyelim.
İlgili ve Bilgili Olmak:
Öncelikle bu profesyonel bir meslektir ve her meslek gibi bir ciddiyet gerektirir. Bu ciddiyetin başında, ilgili olduğu konuyla ilgili fikir üretecek kadar bilgiye ve en önemlisi de ilgi ve alakaya sahip olmalıdır. Eleştirdiği konudaki kuralları bilmeyen bir spor eleştirmeni er ya da geç sistemden elenecektir.
Araştırmacı Olmak:
Spor eleştirmeni, değişen oyun kurallarına ve gelişen sistemlere adapte olmak için sürekli olarak kişisel AR-GE faaliyeti içinde bulunmalı, araştırmaktan hiç vazgeçmemelidir. Bunun için de sadece yerli basını takip etmek eleştirmenler için yeterli değildir. Bu sektörde yabancı dil bilgisine sahip olmak öne çıkmanın gerekli koşullarından biridir.
Detaycı Olmak:
Eleştirmenlik, ilgili olduğu spor dalında çok detaylı bilgileri bilmek, diğer spor dallarında da temel bilgilere sahip olmayı gerektirmektedir. Bu nedenle de sürekli okumak ve yeterli bilgiyle donanmak önem arz etmektedir.
Profesyonel Olmak:
Aslında profesyonel olmak başlığı altında sayfalarca yazı yazılabilecektir. Kısaca denilebilir ki, işe sahip çıkılması, işin sevilmesi ve hakkının verilmesi eleştirmenlikdeki profesyonelliğin olmazsa olmazlarındandır.
Görüldüğü gibi, spor eleştirmeni olmak dile kolay gelse de herkesin yapabileceği bir meslek değildir. Bu nedenle de bu iş, amatör ruh kaybedilmeden profesyonelce yapılmalı ve iş ehline bırakılmalıdır.